16 Mart 2013 Cumartesi

Öyle Bir Şey

Evde, iş yerinde yapılacaklar birikir, yorgunluğunu erteleye erteleye koşturursun.   Tükendiğini anladığında  "hadi bunu  da kotarayım" dedirten bir şey çıkar,  gücünün son kırıntılarını toplarsın, vazgeçmezsin.

Alışverişe çıkarsın; listene eklemediğin, ansızın aklına düşen "ihtiyaç" yüzünden birkaç yüz metre fazladan yürürsün,  vazgeçmezsin.

Üzülmüş, kırılmışsın; gözyaşların arasından  param parça cümleler dökülür,  yüzündeki ıslaklık henüz kurumadan, en  duygu yüklü es'inden çıkıp en olmadık  kelimeleri bulup, söylersin... Toz duman sarar etrafını... kendinden vazgeçmezsin.

Yaşarsın; öğrenerek, görerek, okuyarak, duyarak...   Sonra, birden durur herşey. Yapılacak işlerin bir kenarda  birikmelerini seyredersin, tuhaf bir ıssızlık yerleşir içine. Hissedersin.   Dudakların mühürlü, beyninde susmayan bir sen,  olmuşlardan olacaklardan vazgeçersin.  Yüreğine sımsıkı sarılıp, kimsenin bilmediği duaları haykırırsın derininden... hayattan vazgeçersin.. 

Yaralanırsın, insanlığından...  Hayatından vazgeçersin.

eylül

1 yorum: