Başımı yasladığım omzunda hayata uyanıyorum. Zamanın durduğu yerden çekilip , küçük şeyler yaşamak için götürülüyorum. Kontrolü elimde olmayan zaman aralıklarının bitmesi, kum saati tersyüz edilene kadar sürer. Kolunu başımın altına uzatmanı özlüyorum. Gündüzlerin bir asır kadar uzun, ömrümün bilinmez vakitle sınırlı olması gözyaşlarımı çağırıyor. Cevapsız kalamadığım çağrı. Yüreğim ateşlerde.
Tutsaklık. Elim kolum bağlı. Anlamsız bir boşluğun içindeyim.
Hayat mesaisi biter bitmez buluşma noktamız. İkimizin çaresizliğinin bittiği ve başladığı yer. Sonrası, sadece Aşk...
eylül
tutsaklık, bir hayat boyu; Aşk, sonsuzca...
YanıtlaSilHayatın getirdiklerine katlanmak, tutsaklık. Aşk, nefes.
Sil