Saatlerdir aklımdan geçen yarım kalmış cümlelerin peşinde dolanıyorum. İnternette gezinmekten sıkıldım. Bazen tıkanıyorsun, yazamıyorsun, konuşamıyorsun, düşünemiyorsun ve sıkılırsın yaptığın her şeyden, kal gelir, geçmesini beklersin, öyle bir yerdeyim.
Kendini rahat ifade eden insanlara gıpta etmişimdir, çoğunlukla, tabi ki etik sınırlar içersinde, fütursuzluğa, edepsizliğe varmamak koşuluyla. Çok zor olmamalı. İnternette dolaşıyorum, adresler değişiyor, paragraflar birbirine yakın anlamlarla yüklü. İlişkilerinden, deneyimlerinden, mahremiyeti kalmamış hayatlarından bahsedenlere bakıp empati kurmayı denedim, ürperticiydi. Sorabilmeyi isterdim tek tek her birine: Aslında sen kimsin?.. diye. Kendi başına kaldığında aynada kimi gördüğünü sormak isterdim. Kendinle, baş başa kalabiliyor musun acaba? Tweetleri, facebook sayfaları olmadan, kaç zaman susabilirsin? Sen o musun? Eline monte edilmiş tv kumandasıyla, depresif hallerine dizileri, yemek, başgöz etme programları ilaç eden, sen o musun? Işığını, mucizesini yavaş yavaş kaybeden, kör ve sağır olmayı seçen misin?.. Kendine ölesiye kıyan mısın?.. Oysa kalbinde öyle güzelsin ki...
Kim olmak istediğini hiç sordun mu kendine?..
Gülümseyen gözlerinle, dudaklarına iz bırakmış sıcacık hissinle sevdiğine kapıyı açan mısın? Nasırlı avuçlarınla sevgilinin saçını okşayan mısın?..
Sessizce, diz dize, göz göze oturup evrenin tüm sonsuzluğunu yakıp kavuran Aşk sen ve sen misin?.. Tüm kelimeleri, cümleleri, hatta heceleri tüketip bir nilüfer çiçeği gibi bu hayatın yanılsamasında ışıldayan mısın?..
Bekleyen misin, bekleten mi? Yaşayan mı, yaşatan mı?.. Kim olmak istersen, kaderine kazınır seçimin...
Masumiyetini yitirmeden, korkuyla irkilmeden, merhameti acıma ile takas etmeden kendine söz verdiklerin neydi?.. Kim olmak istedin?..
eylül
'Aşk' olmak istedim; bu hayatta 'sadece' olamayacağımı gözlerim kör olurcasına gördüm. 'Aşk' istedim; bu hayatta 'sadece' olamayacağını Yüreğim parçalanırcasına öğrendim... Ve sustum; sonsuzluğun kapısından geçene dek... Aşk'la.
YanıtlaSil